Filtreler
ÇOCUK GELİŞİMİ LİSANSİYERLERİNİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİ İLE İŞ TATMİNİ DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

SÜMEYYE USLU

Tez | 2021 | İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü

Bu araştırma çocuk gelişimi lisansiyerlerinin psikolojik dayanıklılık düzeyleri ile iş tatmini düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini farklı şehir ve çalışma alanlarında çalışan 266 çocuk gelişimci oluşturmaktadır. Veri toplama araçları olarak “Bilgilendirilmiş Onam Formu”, “Demografik Bilgi Formu”, Kobasa (1979)’un geliştirdiği, Işık (2016)’nın geçerlik güvenirlik çalışmasını yaptığı “Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği” ve Brayfield ve Rothe (1951)’in geliştirdiği, Judge, Locke, Durham ve Kluger (1998)’in 5 maddelik kısa formunu oluşturduğu ve Keser ve Öngen Bilir (2019)’in Türkçeye uy . . .arlayarak geçerlik güvenirlik çalışmasını yaptığı “İş Tatmini Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın değişkenleri arasındaki ilişki incelenirken Pearson Korelasyon Analizinden, fark testlerinde Mann Whitney U, Bağımsız Gruplar t-Testi ve Kruskal Wallis U Testinden yararlanılmıştır. Sonuç olarak; çocuk gelişimcilerin İş Tatmini Ölçeği puanları ile PDÖ-Kendini Adama (r=,593; Daha fazlası Daha az

GENÇ YETİŞKİNLERİN DOĞA İLE İLİŞKİLİ OLMAK VE PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK ARASINDAKİ İLİŞKİ

Ayşe ATEŞ

Tez | 2022 | İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü

Bu çalışmada, yetişkinlerde doğayla ilişkili olma ve psikolojik dayanıklılık arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma bulguları doğrultusunda, kadınların doğayla ilişkili olma düzeyi erkeklere kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, erkek katılımcıların psikolojik dayanıklılık puanlarının kadınlara kıyasla anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır. Medeni durum değişkenine göre, romantik ilişkisi olmayan bireylerin psikolojik dayanıklılık puanları evli bireylere göre anlamlı düzeyde daha düşüktür. Doğayla ilişkili olma düzeyi ise medeni durum bakımından anlamlı farklılık göstermemektedir. Doğayla ilişkili olma ve psikolojik . . . dayanıklılık arasındaki ilişki incelendiğinde, yaşın artmasıyla doğayla ilişkili olma ve psikolojik dayanıklılık düzeylerindeki artış istatistiksel olarak anlamlıdır. Doğayla ilişkili olma düzeyleri ile psikolojik dayanıklılık arasında pozitif yönlü ve anlamlı ilişkili bulunmuştur. In this study, the relationship between nature relatedness and resilience in adults was examined. In line with the research findings, women's level of being related to nature was found to be higher than men. In addition, it was determined that the psychological resilience scores of male participants were significantly higher than female participants. According to the marital status variable, the psychological resilience scores of individuals who do not have a romantic relationship are significantly lower than those of married individuals. The level of being related to nature does not differ significantly in terms of marital status. When the relationship between being related to nature and resilience is examined, the increase in the levels of being related to nature and psychological resilience with increasing age is statistically significant. A positive and significant correlation was found between the level of being related to nature and psychological resilience. Daha fazlası Daha az

ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAVMATİK YAŞANTILARININ PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK VE ÖFKE İFADE TARZI İLE İLİŞKİSİ

Güler ŞAHİN TOKSÖZ

Tez | 2021 | İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü

Araştırmada, bireylerin çocukluk çağı travmatik yaşantılarının sürekli öfke, öfke ifade tarzları ve psikolojik dayanıklılık düzeyleri ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca araştırmada, çocukluk çağı travmalarının çeşitli demografik değişkenlere göre (cinsiyet, medeni durum, aile yapısı ve kardeş sıralaması) farklılık gösterip gösterdiği incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 18-32 yaş aralığında üniversite eğitimine devam eden veya üniversite mezunu toplamda 302 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırmada, Demografik Bilgi Formu, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş Çocukluk Çağı Travma Anketi (CTQ-33), Kısa Psikolojik Sağlam . . .lık Ölçeği ve Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, Mann-Whitney U testi, Kruskal Wallis Spearman korelasyon ve çoklu regresyon analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda; erkek katılımcıların fiziksel ihmal düzeyinin kadın katılımcılara göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu, evli olan katılımcıların cinsel istismar düzeyinin, ilişkisi olmayan katılımcılara göre anlamlı şekilde yüksek olduğu, tek ebeveyn ile yaşayan katılımcıların duygusal, fiziksel ve cinsel istismar düzeylerinin diğer gruplara göre anlamlı şekilde yüksek olduğu, ortanca çocuk olan katılımcıların hem duygusal hem de fiziksel ihmal düzeyinin, diğer katılımcılara göre anlamlı şekilde yüksek olduğu saptanmıştır. Çocukluk çağı travmalarının sürekli öfke, öfke içe vurum, öfke dışa vurum ve öfke kontrol düzeylerini anlamlı şekilde yordadığı saptanmıştır. Çocukluk çağı travmalarının psikolojik dayanıklılık değişkenini anlamlı şekilde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. In the study, it was aimed to examine the relationship between individuals' childhood traumatic experiences and trait anger, anger expression styles and psychological resilience levels. In addition, the study examined whether childhood traumas differ according to various demographic variables (gender, marital status, family structure and sibling rank). The sample of the study consists of a total of 302 participants between the ages of 18-32 who continue their university education or are university graduates. Demographic Information Form, Revised and Extended Childhood Trauma Questionnaire (CTQ-33), Brief Resilience Scale, and Trait Anger and Anger Expression Style Scale were used in the study. The data of the study were analyzed using the Mann-Whitney U test, Kruskal Wallis Spearman correlation and multiple regression analysis. As a result of the research; The physical neglect level of the male participants was significantly higher than the female participants, the sexual abuse level of the married participants was significantly higher than the unrelated participants, the emotional, physical and sexual abuse levels of the participants living with a single parent were significantly higher than the other groups. It was determined that the level of both emotional and physical neglect of the participants who were children was significantly higher than the other participants. It was concluded that childhood traumas significantly predicted trait anger, anger-in, anger-out, and anger control levels. It was concluded that childhood traumas significantly predicted the psychological resilience variable Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms