Canfidan Kabakcı
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Günümüzde “siber uzay”; siber strateji, siber güvenlik, siber savunma ve siber savaş gibi faaliyetleri kutsayan bir uzay tiyatrosu haline gelmiştir. Siber uzay, ilgili veya ilgili aktörlerin bir çıkar tarafından teşvik edildiği küresel arenaya benzetilen bir alandır. Böyle bir alandaki zorluk, düzeni uygulayacak merkezi bir otoritenin olmamasıdır. Nitekim yeni çatışma ve zorlama yöntemleri de 21. Yüzyılın çok yönlü ve çok aktörlü uluslararası sisteminde etkin tektonik değişimlere ve hatta gücün, kurumların ve devlet davranış normlarının yeniden yapılandırılmasına yol açabilir. Bu bağlamda, son 30-40 yıldır uluslararası ilişkilerde k . . .imi devletlerin giderek daha fazla bel bağladığı dijital altyapıyı bozan veya yok eden zorlayıcı eylemler olarak nitelendirilebilecek siber uzay tabanlı siber saldırılar görülmektedir. Bu nevi zamansız, kuralsız ve sınırsız siber eylemler, devletler arası ilişkilerde yeni bir silah ve yaptırım aracı olma potansiyeline sahiptir. Bu çalışmanın amacı Rusya’nın siber saldırı stratejileri üzerinden uluslararası ilişkilerde siber saldırıların araçsallaştırılmasını incelemektir. Bu çalışma, siber uzayda artan insan etkileşiminin onu stratejik bir alan düzeyine yükselttiği ve dolayısıyla Uluslararası İlişkiler için teorik ve pratik zorluklar doğurduğu öncülüne dayanmaktadır. Çalışmanın giriş bölümü sonrasındaki birinci bölümünde genel bilgiler ve literatür çalışması hakkında bilgi sunulacak; ikinci bölümünde siber uzay, siber savaş ve siber saldırılarla ilgili kavramsal bir çerçeve sunulacak, üçüncü bölümde uluslararası ilişkilerde siber saldırıların araç haline dönüştürülmesi incelenecek, dördüncü bölümde ise Rusya kaynaklı siber saldırılar ve uluslararası ilişkilerde etkileri tartışılacaktır. Today, “cyberspace” could be defined as a space theater that celebrates activities such as cyber strategy, cyber security, cyber defense and cyber warfare. Cyberspace is a space likened to the global arena in which interested or related actors are promoted by an interest. The challenge in such a field is the absence of a central authority to enforce order. As a matter of fact, new methods of conflict and coercion may also lead to effective tectonic changes and even restructuring of power, institutions and norms of state behavior in the multifaceted and multi-actor international system of the 21st century. In this context, cyber-space-based cyber attacks, which can be described as coercive actions that disrupt or destroy the digital infrastructure on which some states rely more and more in international relations, have been observed in the last 30- 40 years. Such untimely, unregulated and unlimited cyber actions have the potential to be a new weapon and sanction tool in interstate relations. The aim of this study is to examine the instrumentalization of cyber attacks in international relations through Russia’s cyber attack strategies. This study is based on the premise that increased human interaction in cyberspace elevates it to the level of a strategic domain and thus poses theoretical and practical challenges for international relations. Following introduction part, in the first part of the study a general information and literature work will be presented; then, a conceptual framework about cyber space, cyber war and attacks will be presented; in the third part, the transformation of cyber attacks into a tool in international relations will be examined, and in the fourth part, cyber attacks from Russia and their effects on international relations will be discussed Daha fazlası Daha az
Mustafa İlker Özyurt
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Kamu idaresi; sahte belge düzenleyerek vergi kaçırabileceğini öngördüğü işletmeleri, kamu alacağının korunması amacıyla vergi incelemesine tabi tutmak ve bu suretle kamu alacağını güvence altına almak için Katma Değer Vergisi Genel uygulama Tebliği’nin (KDVGUT) IV-E bölümündeki düzenlemelere dayanarak özel esaslara tabi tutmaktadır. Vergi idaresinin, vergi mükellefi olan işletmeler hakkında tesis ettiği bu işlem sonucunda haklarında bu yönde işlem tesis edilen işletmeler, işlem sonrasında artık hiçbir müşterisi tarafından tercih edilmemektedir. Zincirleme reaksiyona neden olan bu durum faaliyet devamlılığının sağlanmasına engel oldu . . .ğu gibi, işletmeler bu şekilde devlet eliyle iflas ve israfa sürüklenmektedir. Vergi idaresinin özel esasa alma işlemleri nedeniyle işletmelerin maruz kaldığı telafisi imkânsız zararların boyutları, işlemin iptalinin sağlanması amacıyla tüketilen işletme kaynaklarının israfı, oluşan zararların telafisinin mümkün olup olmadığı, üzerine yapılan araştırmada işletmelerin bundan kurtulması veya buna maruz kalmamasının nasıl sağlanacağına yönelik çözüm önerileri bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Tez için seçilen konu günümüzde çok sayıda ticari ve sınai işletmeyi doğrudan etkileyen, işletmelerin yaşaması, büyümeleri ve ülke kalkınmasında aktif rol oynamalarının önündeki en büyük engellerden biri olan bir konu olduğundan tez konusu olarak belirlenmiştir Public administration; It subjects the businesses, which it predicts to be able to evade taxes by issuing false documents, to special principles based on the regulations in the IV-E section of the Value Added Tax General Implementation Communiqué (KDVGUT) in order to subject them to tax inspection in order to protect the public receivables and thus to secure the public receivables. As a result of this transaction established by the tax administration on taxpayer businesses, businesses that have been dealt with in this direction are no longer preferred by any of their customers after the transaction. This situation, which causes a chain reaction, prevents the continuity of activity, and businesses are dragged into bankruptcy and waste by the state in this way. The subject of this thesis is the size of the irreparable losses incurred by the enterprises due to the special principles of the tax administration, the waste of operating resources consumed to ensure the cancellation of the transaction, whether it is possible to compensate for the losses incurred, and in the research on how the enterprises can be saved from this or not be exposed to it. . The topic chosen for the thesis has been determined as the thesis topic, as it is a subject that directly affects many commercial and industrial enterprises and is one of the biggest obstacles to the survival of the enterprises, their growth and playing an active role in the development of the country Daha fazlası Daha az
Gökhan Akın Demircioğlu
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Küresel dünya sisteminde güvenlik kavramının önemli bir yere sahip olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Soğuk Savaş Dönemi sonrasında yaşanan gelişmeler devlet güvenliğinin hala ön planda olduğunu göstermektedir. Bu duruma ek olarak dünya güvenliğinin önemi de artmaktadır. Bu çalışmada devlet güvenliği ve dünya güvenliğinin öneminden bahsedilecek, ülkelerin devlet güvenliğini artıran ulusal ve uluslararası politikalardan vazgeçmeleri ve asıl önemli olan dünya güvenliği üzerinde durmaları ve politikalarına buna göre belirlemeleri gerekliliği hususu çalışılacaktır. Devlet güvenliğini artırıcı politikaların birey güvenliğini ve refahını a . . .zalttığı ayrıca dünya güvenliğini de riske soktuğu, bu politikaların devam etmesi sonucunda insanoğlunun ve dünya üzerindeki canlıların güvende olamayacağı konusu üzerinde durulacaktır. Önemli olan güçlü olmak, güvende olmak değil bu durumu; ırk, devlet ve din ayrımı yapmadan eşit şekilde dağıtabilmek ve herkesin bu durumdan eşit şekilde yararlanabilmesini sağlamaktır. It is an indisputable fact that the concept of security has an important place in the global world system. The developments after the Cold War Period show that State security is still at the forefront. In addition to this situation, the importance of world security is increasing. In this study, the importance of state security and world security will be mentioned, and the necessity of countries to abandon national and international policies that increase state security and to focus on world security, which is most important, and determine their policies accordingly will be studied. It will be emphasized that policies that increase state security reduce individual security and welfare and put world security at risk. As a result of these policies, human beings and living things on earth cannot be safe. The important thing is to be strong, not to be safe; to distribute it equally without discrimination of race, state and religion and to ensure everyone can benefit from this situation equally Daha fazlası Daha az
Meryem Yasemin Köksal
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Jön Türkler ile başlayıp İttihad-Terakki Cemiyeti ile süregelen liberal hareketin Osmanlı İmparatorluğu’na meşrutiyet rejimini getirmesi, imparatorluğun kaderini değiştirdi. Günümüzde varlıklarını sürdürmemelerine rağmen, fikirlerinin Cumhuriyet’in kurucu kadrolarınca sahiplenilmesi ve bu doğrultuda gerçekleştirilen uygulamaları; bu akım mensuplarının ne denli güçlü bir etki yarattıklarını göstermektedir. Yapılan literatür taramasında, bu liberal hareketin Masonluk ile bağlantılarının çeşitli kaynaklarda defaatle vurgulandığı gözlenmiştir. Aynı şekilde Bektaşilik ile bağlantıları da incelenmiştir. Bu araştırma ile; İttihad-Terakki C . . .emiyeti üzerinden ortaya konan Masonluk ve Bektaşilik gibi iki ezoterik yapının, siyasi bir ortaklığın ötesinde, teori ve uygulamalar açısından da benzerlik sergileyip sergilemediği saptanmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda; Osmanlı İmparatorluğu’nun son yılları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına şahitlik eden Baron Rudolf von Sebottendorf’un yazmış olduğu “Eski Türk Masonlarının Uygulamaları” kitabı, konuya ışık tutması açısından oldukça faydalı bir kaynak olarak değerlendirilmektedir. 1924 yılında yayımlanan eserde ana hatlarıyla; Masonluk ve Bektaşilik ritüelleri, teori ve uygulamalar üzerinden ele alınmıştır. Yazar, Bektaşiliği “Eski Türk Masonluğu” olarak tanımlarken, gerekçesini benzer ritüeller üzerinden ispatlamaya çalışmıştır. The liberal movement that started with the Young Turks and continued with the Committee of Ittihad-Terakki brought the constitutional regime to the Ottoman Empire, which changed the fate of the empire. Although they do not survive today, the adoption of their ideas by the constituent staff of the Republic and the practices carried out in this direction; This shows how strong an influence the members of this movement have created. In the literatüre review, it was observed that the connections of this liberal movement with Freemasonry were repeatedly emphasized in various sources. Likewise, its connections with Bektashism were also examined. With this research; It has been tried to determine whether the two esoteric structures such as Freemasonry and Bektashism, which were revealed through the Committee of Ittihad-Terakki, exhibit similarity in terms of theory and practices beyond a political partnership. In this direction; The book “The Practices of Old Turkish Freemasons” written by Baron Rudolf von Sebottendorf, who witnessed the last years of the Ottoman Empire and the first years of the Turkish Republic, is considered as a very useful resource in terms of shedding light on the subject. The main lines of the work published in 1924; Freemasonry and Bektashism rituals are discussed through theory and practices. While the author defines Bektashism as “Old Turkish Freemasonry”, he tried to prove his reason through similar rituals Daha fazlası Daha az
Gülsüm Rençber
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Çeşitli sebeplerle yapılan araştırmalarda duygu düzenleme süreçlerinin hayatın birçok alanında tutum ve davranışlarımızı olumlu veya olumsuz şekillendirdiği ifade edilmektedir. Duygu düzenleme süreçlerinin gündelik yeme davranışlarımıza etkisi azımsanmayacak kadar büyüktür. Bu büyüklüğü yeme davranışı alanında ortaya konulan teorilerden anlayabiliriz. Peki, yeme davranışımızı tek başına duygu düzenleme süreçleri mi etkiler? Hayır. Çalışmalar gösteriyor ki çalışan bellek kapasitesinin esnekliği de duygu düzenleme süreçlerinin yanı sıra yeme davranışını etkileyen bir diğer faktördür. Ayrı ayrı ele alınan araştırma sonuçları göz önünde . . . bulundurulduğunda yeme davranışlarımızın duygu düzenleme süreçleri ile ilişkisi olduğu gözlemlenmektedir. Bir başka konu olan çalışan bellek kapasitesinin esnekliği de yeme davranışımızı etkileyen bir diğer faktördür ve bu alanda da oldukça çalışma analizleri mevcuttur. Ancak hem çalışma bellek kapasitesi hem de duygu düzenleme süreçlerinin dahil edilerek yeme davranışını oluşturan etkilerin değerlendirilmesi konu alan araştırmalar minimal seviyededir. Alana katkı sağlamak ve bilimsel verilerle yol almak adına mevcut çalışma İstanbul Topkapı Üniversitesinde 2022-2023 yılları arasında öğrenim gören 90 kişinin katılımıyla duygu düzenleme stratejilerinin duygusal yeme davranışı üzerindeki etkisi ve çalışan bellek kapasitesinin bu etki üzerindeki aracı rolüne bakılmıştır. Çalışma iki aşamada ele alınmıştır. Ölçeklerin kullanıldığı ve tüm katılımcılara aynı yönergelerin verildiği birinci aşamada korelasyon ve regresyon analizleri kullanılarak veri seti değerlendirilmiştir. Çalışmada Hayes (2014) tarafından geliştirilen process modelin kullanılması hedeflenmiştir ancak verilerin process modelde kullanılması için ön koşul olan korelasyon analizleri anlamsız çıkmıştır. Bu durum ilk hipotezin analize dahil edilememesine sebebiyet vermiştir. Birinci aşamadaki tüm veriler korelasyon ve regresyon testleri ile değerlendirilmiştir ve birinci aşamadaki hipotezler desteklenememiştir. Çalışmanın ikinci aşamasını deneysel desen oluşturmaktadır. Bu bölümde katılımcılar seçkisiz olarak gruplara atanmıştır. Çalışmada 2 deney grubu bir kontrol grubu yer almaktadır. Deneysel desen çalışmanın birinci aşamasını desteklemek ve sonuçları güçlendirmek adına düzenlenmiştir. Ancak burada yapılan korelasyon, regresyon ve test tekrar test ölçümleri anlamlı bir sonuç ortaya çıkarmamıştır. For various reasons studies are conducted and stated that emotion regulation processes shape our attitudes and behaviors positively or negatively in many areas of life. The effect of emotion regulation processes on our daily eating behaviors is substantial. We can understand this magnitude from the theories put forward in the field of eating behavior. So, do emotion regulation processes alone affect our eating behavior? No. Studies show that the flexibility of working memory capacity is another factor that affects eating behavior as well as emotion regulation processes. Considering the research results, which are handled separately, it is observed that our eating behaviors are related to emotion regulation processes. In studies, it has been found that the flexibility of working memory capacity, which is another subject, also affects our eating behavior, and there are many study analyzes in this area. However, studies on evaluating the effects of eating behavior by including both working memory capacity and emotion regulation processes are minimal. In order to contribute to the field and move forward with scientific data, the present study examined the effect of emotion regulation strategies on emotional eating behavior and the mediating role of working memory capacity on this effect with the participation of 90 students studying at Istanbul Topkapı University between 2022 and 2023. The study was handled in two stages. In the first stage, where scales were used and the same instructions were given to all participants, the data set was evaluated using correlation and regression analyzes. In the study, it was aimed to use the process model developed by Hayes (2014), but the correlation analysis, which is a prerequisite for the use of the data in the process model, turned out to be statistically insignificant. This situation caused the first hypothesis not to be included in the analysis. All data in the first stage were evaluated with correlation and regression tests. However all hypothesis that set for the study were rejected. The second stage of the study is the experimental design. In this section, participants were randomly assigned to groups. There are 2 experimental groups and a control group in the study. The experimental design was designed to support the first phase of the study and strengthen the results. However, correlation, regression and test-retest measurements did not reveal a significant results. Daha fazlası Daha az
Melek Aleyna Işık
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Tez çalışmasında 2020 yılı ile 2022 yılları arasında Türkiye ‘de yazılmış olan pazarlama alanında “Dijital Pazarlama” konulu Yüksek lisans tezlerinin incelenerek pandemi döneminden bu yana dijitalleşme konusunda değişim ve gelişmeler konusunda ne gibi değişimler görüldüğü yazılan akademik tezler aracılığıyla incelenip değerlendirilmiştir. 2020 ile 2022 yılları arasında Türkiye’deki dijital pazarlama alanında yazılan çalışmaların analizinden önce bu çalışmayı kapsayan pazarlama, dijital pazarlama gibi kavramların tanımları, çeşitleri ve özellikleri hakkında çeşitli araştırmalar yapılıp tanım ve örneklerle incelenecek daha sonra da Tü . . .rkiye’de 2020 ve 2022 yılları arasında yazılmış olan Yüksek lisans tezlerinin değerlendirmesi, kronolojisi ve yapıları incelenmektedir. Çalışmamda doğrudan pazarlama alanında yazılmış ve YÖK tez merkezinde kaydı bulunan “Dijital Pazarlama” konulu çalışmalar ele alınmıştır. Çalışmaya, Dijital Pazarlama konusunun genel anlamda Pazarlamayla olan ilgisinden dolayı Pazarlama, Pazarlama iletişimi ve sosyal medya gibi terimlerde dahil edilmiştir. Pazarlama ve dijitalleşme dışındaki konular çalışmaya dahil edilmemiştir. Bu bağlamda araştırmanın kapsamını, Pazarlama alanında “Dijital Pazarlama” konusunda yazılmış 44 yüksek lisans tezi oluşturmaktadır. Araştırmada epistemolojik doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Tezler, araştırma kapsamında alt başlıklara göre belirlenmiştir. Başlıklarla ilgili dağılımda yüzde dağılımından, tablolardan ve grafiklerden yararlanılmıştır. Yapılan bu çalışma sonucunda 2022 yılından itibaren dijital pazarlama konusunda pandemi döneminde olan değişime değinmek isteyecek kişiler tek bir kaynak üzerinden yayınlanmış yüksek lisans tezlerine ulaşabilmelerine rehberlik sağlanmış olacaktır. In the thesis study, the master's theses on "Digital Marketing" in the field of marketing written in Turkey between the years 2020 and 2022 were examined and the changes and developments in digitalization since the pandemic period were examined and evaluated through the written academic theses. Before the analysis of the studies written in the field of digital marketing in Turkey between 2020 and 2022, various researches will be made about the definitions, types and characteristics of concepts such as marketing and digital marketing, which cover this study, and then they will be examined with definitions and examples. Evaluation, chronology and structures of master's theses are examined. In my study, studies on "Digital Marketing" written in the field of direct marketing and registered in the thesis center of YÖK were discussed. Due to the relevance of Digital Marketing to Marketing in general, terms such as Marketing, Marketing communication and social media are included in the study. Subjects other than marketing and digitalization were not included in the study. In this context, the scope of the research consists of 44 master's theses written on "Digital Marketing" in the field of Marketing. Epistemological document analysis method was used in the research. Theses were determined according to the sub-titles within the scope of the research. Percentage distribution, tables and graphics were used in the distribution related to the titles. As a result of this study, people who want to talk about the change in digital marketing during the pandemic period from 2022 will be guided to reach master's theses published through a single source. Daha fazlası Daha az
Mete Han Üner
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Sağlıklı, uzun bir yaşam sürme arzusu besinlerin içerisinde bulunan ya da sonradan içeriğine eklenen çeşitli biyoaktif bileşenlere karşı olan ilgiyi arttırmaktadır. Çeşitli gıdaların zihinsel ve fiziksel iyilik durumu üzerindeki olumlu etkileri fonksiyonel ve zenginleştirilmiş besin kavramlarını ortaya çıkarmıştır. Ekmek dünyanın hemen her bölgesinde yaygın şekilde tüketilmekte olan bir ürün olması nedeniyle zenginleştirme politikalarına en uygun ürünlerin başında gelmektedir. Rafinerizasyon sonucu besleyiciliği azalan ekmeğin sadece diyet liflerince zenginleştirilmesi bile birçok beslenmeyle ilintili hastalığın görülme sıklıklarınd . . .a düşüşe neden olmaktadır. Öte yandan sağlık üzerinde potansiyel olumlu bir takım etkiler barındıracak fonksiyonel gıdaların tat, koku, lezzet gibi kriterlerce de beğenilmesi çok önemlidir. İnsan sağlığı açısından olumlu etkiler barındıran ancak duyusal, tekstürel ya da organoleptik özellikleri insanlar tarafından kabul görmeyen bir ürünün tercih edilmeyeceği unutulmamalıdır. Bu çalışmanın amacı yüksek lif içeriği nedeniyle düşük glisemik indekse sahip, bakır ve çinko gibi yara iyileşmesine katkıda bulunabilecek minerallerce zenginleştirilmiş fonksiyonel ekmeğin duyusal özelliklerinin incelenmesidir. En uygun görünüme, lezzete ve dokusal özelliklere sahip formülasyonun bulunması kabul edilebilirliğin arrtırılması açısından önemli bir fırsat olabilir. The desire to live a healthy, long life increases the interest in various bioactive components found in foods or added to their content afterwards. The positive effects of various foods on mental and physical well-being have revealed the concepts of functional and enriched nutrition. Since bread is a widely consumed product in almost every region of the world, it is one of the most suitable products for fortification policies. Even the enrichment of bread with dietary fiber, whose nutritional value is reduced as a result of refining, causes a decrease in the incidence of many nutrition-related diseases. On the other hand, it is very important that functional foods, which have potential positive effects on health, are appreciated by criteria such as taste, smell and taste. It should be noted that a product that has positive effects on human health, but whose sensory, textural or organoleptic properties are not accepted by people, will not be preferred. The aim of this study is to examine the sensory properties of functional bread, which has a low glycemic index due to its high fiber content and is enriched with minerals such as copper and zinc that may contribute to wound healing. Finding the formulation with the most suitable appearance, flavor and textural properties can be an important opportunity to increase acceptability Daha fazlası Daha az
Kevser Kavak
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Toplumlara tahripkâr izler bırakan otoriteryen eğilim; itaat, saldırganlık, önyargı ve faşist tutumları içerisinde barındırır. Bununla birlikte geleneksellik ile yoğrulan katı düşünme biçimiyle karakterize edilir. Bilişsel esneklik genel olarak değişen durumlara uygun tepkiyi verebilmeyi sağlayan bilişsel beceridir. Sistemi meşrulaştırma ise sistemsel yapıların geçmişte beri var olmaları sebebiyle haklılaştırılmasıdır. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin otoriteryen eğilim düzeyi ile bilişsel esneklik ve genel sistemi meşrulaştırma düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir. İstanbul Topkapı Üniversitesinde 2022-2023 yılları arası . . .nda öğrenim gören 284 kişi katılmıştır. Uygun örnekleme yöntemiyle belirlenen öğrenciler Sosyodemografik bilgi formu, Sağ Kanat Yetkeciliği Ölçeği Bilişsel Esneklik Envanteri ve Sistemi Meşrulaştırma Ölçeğini tamamlamıştır. SPSS 26.0 programı aracılığıyla betimleyici analizler, T-test, ANOVA ve Pearson korelasyon testileri uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre otoriteryen eğilim ile sistemi meşrulaştırma anlamlı düzeyde pozitif ilişkidedir. Otoriteryen eğilim ile bilişsel esneklik arasında ise kısmi negatif ilişki bulunmaktadır. Sosyo-demografik değişkenlere bakıldığında ise otoriteryen eğilim ve sistemi meşrulaştırma; ekonomik durum, siyasi görüş ve dine olan bağlılık değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Ekonomik durumunu kötü olarak ifade eden öğrencilerin sistemi meşrulaştırma ve otoriteryen eğilim puanları iyi olarak ifade eden öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksektir. Dine bağlılığını zayıf olarak ifade eden öğrencilerden güçlü olarak ifade edenlere doğru ise otoriteryen eğilim ve sistemi meşrulaştırma düzeyi artış göstermektedir. Bilişsel esneklik ise dine olan bağlılık ve öğrenim birimine göre farklılık göstermiştir. It includes authoritarian tendency, obedience, aggression, prejudice and fascist attitudes that leave devastating traces on societies. However, it is characterized by a rigid way of thinking mixed with tradition. Cognitive flexibility is the cognitive skill that enables to respond appropriately to changing situations in general. System legitimation is the justification of systemic structures because they have existed in the past. In this study, the relationship between the level of authoritarian tendency of university students with the levels of cognitive flexibility and justification of the system were examined. 284 person studying at Istanbul Topkapı University between 2022 and 2023 years attended. The students determined by the convenience sampling method completed the Socio-Demographic İnformation Form, Right-Wing Authoritarianism Scale, Cognitive Flexibility İnventory, and System Justification Scale. Descriptive analysis, T-test, ANOVA and Pearson correlation tests were applied through the SPSS 26.0 program. According to the survey results, a positive relationship was found between the authoritarian tendency and the legitimation of the system. However, a partial negative relationship was found between cognitive flexibility and authoritarian disposition. Authoritarian tendency and legitimation of the system: It differs according to the level of economic status, political opinion and religious belief declared by the students. On the other hand, cognitive flexibility differed religious belief and among facultie Daha fazlası Daha az
Neriman Korkmaz
Tez | 2022 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Bu çalışma kural dışı yolcu davranışlarının havalimanlarında sunulan güvenlik hizmetleri için oluşturduğu risklerin tespit edilmesini ve gelecekte güvenlik zafiyeti oluşturabilecek sorunların ve potansiyel tehlikelerin önleyici bir kavrayışla engellenmesini sağlayacak önerilerin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseni ile modellenmiştir. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından ilgili literatüre ve alan uzmanlarının görüşlerinde dayalı olarak geliştirilen görüşme formu ile elde edilmiştir. Görüşme formu yapılandırılmış ve yarı yapılandırılmış sorulardan oluşmaktadır. Görüşme . . .formu havaalanlarında güvenlik hizmetlerinde ve operasyonel süreçlerinde yer alan havayolu güvenlik personeline uygulanmış ve elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir This study aims to identify the risks posed by unruly passenger behaviors for the security services offered at airports and to develop suggestions that will prevent problems and potential dangers that may create security weaknesses in the future with a preventive understanding. The research was modeled with the phenomenology pattern, one of the qualitative research methods. The data of the study were obtained by the researcher with the interview form developed based on the relevant literature and the opinions of the field experts. The interview form consists of structured and semi-structured questions. The interview form was applied to the airline security personnel who are involved in the security services and operational processes at the airports, and the data obtained were analyzed by content analysis Daha fazlası Daha az
Sevda Karaköse
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Bu çalışmanın amacı modern zamanların en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olan Göbekli Tepe kazılarında bulunan gastronomik unsurların incelenmesidir. Aynı zamanda bu çalışma kazılarda elde edilen gastronomik unsurların ne amaçla kullanıldığı, günümüzde bölge mutfak kültürünü nasıl etkilediği ve bölge mutfağı ile ilişki durumu gibi alt amaçları içermektedir. Bu amaçlar doğrultusunda nitel araştırma yönteminde sıkça kullanılan veri toplama araçlarından olan görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Görüşme tekniğinin seçilmesinin bir diğer nedeni de çok yönlü gastronomi alanını ve içindeki ortamı anlamak için araştırmacının çalışma a . . .lanının içinde olması ve doğal bir ortamda bütüncül ve gerçekçi bir şekilde yaklaşması gerekliliğidir. Araştırma betimsel araştırma modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada yapılan alan yazı taramasında “gastronomi” kavramı ve tarihi, Göbekli Tepe bölgesinin tarihi ve özellikleri incelenmiş ardından Neolitik Dönem tarihlenen Göbekli Tepe’nin dönem özellikleri irdelenmiştir. Daha sonra Göbekli Tepe ile ilgili yapılan çalışmaların geniş bir tasnifi yapılmıştır. Çalışmanın ikinci aşaması gözlem ve görüşme tekniği ile bölgeye ziyaretler gerçekleştirilip gerek kazı alanında gerek müzelerde gastronomiye dair unsurlar belirlenip not alınmıştır. Kazıya katılan profesyoneller ve Göbekli Tepe ile ilgili bilgi sahibi olan Şanlıurfa halkı ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu çalışmalar sonucunda elde edilen bilgilerden hareketle kodlar ve temalar oluşturulmuştur. Yiyecek-içecek unsurları, kullanılan araç-gereçler, mutfak kültürü olmak üzere üç ana tema belirlenmiştir. Yiyecek-içecek unsurları temasına ait tahıl ürünleri, hayvansal ürünler, yağlı tohumlar, içecekler, baklagiller ve bitkiler olarak kodlar çıkarılmıştır. Kullanılan araç gereçlere dair kodlar; havanlar, el taşları, taş kaplar, taş tabaklar, değirmen taşları, öğütme taşı, kesici aletler, baltalar, saklama kapları, tahtadan yapılmış araç gereçler, çakmak taşı, Netherstone (büyük taş kaplar), olarak ayırt edilmiştir. Mutfak kültürü teması özelinde ise tahıl ağırlıklı ve hayvansal gıda ağırlıklı olmak üzere iki kod oluşturulmuştur. Bu çalışma ile Neolitik Dönem yeme-içme kültürünün anlaşılabilmesi için Göbekli Tepe bölgesinde yapılan arkeolojik araştırmalara gastronomi disiplininden araştırmacıların dahil edilmesi ve bölgede gastronomi alanında daha fazla araştırmanın gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Çalışmanın önemli sonuçlarından biri tarihin sıfır noktası kabul edilen Göbekli Tepe Türk mutfak kültürü için önemli bir kaynak olabileceğidir. Ancak kazı ekibinden gastronomi disiplininden kimsenin olmaması, kazı ekibi başkan veya liderlerin yabancı olması Göbekli Tepe kazılarında gastronomi ile ilgili verilerin toplanmasını zorlaştırmaktadır. Daha fazla bilgi ve belgeye ulaşmak için devlet eli ile yürütülen projelerde gastronomiye dair unsurlarında dahil edilmesi önemlidir. Örneğin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2022 yılında başlatmış olduğu “Taş Tepeler” projesine gastronomi alanında araştırmacıların dahil edilmesi önem arz etmektedir. The aim of this study is to examine the gastronomic elements found in Göbekli Tepe excavations, which is one of the most important archaeological discoveries of modern times. At the same time, this study includes sub-objectives such as what the gastronomic elements obtained in the excavations were used for, how they affect the regional cuisine culture today, and their relationship with the regional cuisine. In order to carry out this study, the interview technique, which is one of the frequently used data collection tools in qualitative research method, was used. Another reason for choosing the interview technique is necessity of researcher to be in the work area and approach it in a holistic and realistic way in a natural environment in order to understand the multifaceted gastronomy field and to understand the environment in it. The research was carried out in accordance with the descriptive research model. In the first stage, the concept and history of “gastronomy”, the history and characteristics of the Göbekli Tepe region and then the period characteristics of Göbekli Tepe in the Neolithic Period were reviewed in the literature. Afterwards, a broad classification of the studies on Göbekli Tepe was made. In the second stage of the study, visits were made to the region by using technique of observation and also interview, and gastronomic elements were determined and noted both in the excavation area and in the museums. Interviews were held with the professionals who participated in the excavation and the people of Şanlıurfa, who were knowledgeable about Göbekli Tepe. Based on the information obtained as a result of these studies, codes and themes were created. Three main themes were determined: food-beverage elements, tools-equipment used, and culinary culture. Codes have been deduced as cereal products, animal products, oil seeds, beverages, legumes and plants belonging to the theme of food-beverage elements. The codes for the tools used are distinguished as mortars, hand stones, stone vessels, stone plates, millstones, grinding stone, cutting tools, axes, storage containers, tools made of wood, flint, Netherstone (large stone vessels). Specific to the theme of culinary culture, two codes were created, mainly grain-based and animal-based food. With this study, it is understood that researchers from the gastronomy discipline should be included in the archaeological researches in the Göbekli Tepe region in order to understand the Neolithic Period eating and drinking culture and more research in the field of gastronomy should be carried out in the region. One of the important results of the study is that Göbekli Tepe, which is accepted as the zero point of history, can be an important source for Turkish culinary culture. However, the fact that there is no one from the gastronomy discipline in the excavation team and the head or leaders of the excavation team are foreign make it difficult to collect gastronomy data in Göbekli Tepe excavations. In order to reach more information and documents, it is important to include elements of gastronomy in government-run projects. For example, it is important to include researchers in the field of gastronomy in the “Stone Hills” project initiated by the Ministry of Culture and Tourism in 2022 Daha fazlası Daha az
Emre Özgün Emre Özgün
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
Bu araştırma Soğuk Savaş sonrasında kurulan yeni dünya düzeninde Türkiye ve ABD arasındaki askeri ilişkilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Türk dış politikasının en önemli hedefi ABD ile olan askeri ve ekonomik ilişkilerini sıcak tutmaktır, Türkiye ve ABD’nin birbirlerine olan askeri ve ekonomik ihtiyacı açıkça görülmektedir. Türkiye, yeni uluslararası sisteme daha aktif bir dünya gücü olarak katılma sürecindedir ve bu süreçte ABD ile olan ilişkisinin de yansımaları olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle geçmişten günümüze kadar olan dönemde Türkiye’nin siyasi ve ekonomik durumunun değerlendirilmesinde ABD ile olan askeri ilişki . . .leri önem kazanmaktadır. Bu askeri ilişkiler, TSK’nın modernizasyonu açısından önem arz etmektedir. Araştırmanın temel sorusu “Soğuk Savaş sonrasında ABD ve Türkiye arasındaki askeri ilişkilerin TSK’nın modernizasyonuna etkileri nelerdir?” şeklinde planlanmıştır. Çalışmada, akademik makaleler, liderlerin söylemleri, kurumların yayınladığı çeşitli raporlar, politika yapıcıların dönemsel gazete konuşmaları, internet kaynakları, tezler ve dönemsel basılı kitaplardan yararlanılarak Türk-Amerikan askeri ilişkileri analiz edilmiştir. 1960 yılından günümüze Türk-Amerikan askeri ilişkilerinin detaylı bir şekilde incelenmiş olduğu bu çalışma, Soğuk Savaş sonrasında ABD ve Türkiye arasındaki askeri ilişkilerin derinlemesine incelenmesi açısından önem taşımaktadır. Literatür incelendiği zaman geçmişten günümüze kadar ABDTürkiye askeri ilişkilerini inceleyen kapsamlı bir araştırmaya rastlanamamıştır. Daha önce yapılan araştırmaların Türk-Amerikan İlişkilerinin tarihsel gelişimi hakkında olduğu görülmektedir. Araştırma, Türk-Amerikan askeri ilişkilerini Liberalizm ve Karşılıklı Bağımlılık güvenlik perspektifinden değerlendirilerek yorumlanmıştır. Bu çalışma ile, Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-ABD askeri ilişkileri açısından kapsamlı ve ayrıntılı bir incelemenin yapılmış olmasının bundan sonra bu alanda yapılacak araştırmalar için bir çıkış noktası sağlayarak literatüre katkıda bulunmuş olması umulmaktadır. This research was conducted to examine the military relations between Turkey and the USA in the new world order established after the Cold War. The most important goal of Turkish foreign policy is to keep warm its military and economic relations with the USA. The military and economic need of Turkey and the USA for each other is clearly seen. Turkey is in the process of joining the new international system as a more active world power and it is thought that its relationship with the USA will also have reflections in this process. For this reason, military relations with the USA gain importance in the evaluation of Turkey's political and economic situation from the past to the present. These military relations are important for the modernization of the TAF. The main question of the research is “What are the effects of the military relations between the USA and Turkey after the Cold War on the modernization of the Turkish Armed Forces?” has been planned. In the study, Turkish-American military relations were analyzed by making use of academic articles, statements of leaders, various reports published by institutions, periodic newspaper speeches of policy makers, internet resources, theses and periodical printed books. This study, which examines the Turkish-American military relations from 1960 to the present in detail, is important in terms of examining the military relations between the USA and Turkey after the Cold War. When the literature is examined, no comprehensive research has been found that examines the US-Turkey military relations from past to present. It is seen that previous studies are about the historical development of Turkish-American Relations. The research has been interpreted by evaluating Turkish-American military relations from the perspective of Liberalism and Interdependence. With this study, it is hoped that a comprehensive and detailed analysis of post-Cold War Turkey-US military relations will contribute to the literature by providing a starting point for future research in this field Daha fazlası Daha az
Hamza Coşkun
Tez | 2023 | İstanbul Topkapı Üniversitesi
İnsansız hava araçlarının tasarımı üzerine gerçekleştirilen çalışmalar 20. yüzyılın başlarından itibaren emeklemeye başlarken, 1990’lı yıllardan sonra çok ciddi gelişmeler yaşanmıştır. Bu duruma bağlı olarak devletler savunma, güvenlik ve olası savaş pozisyonundaki tedbirlerini gözden geçirmeye başlamıştır. Çünkü yapay zekâ ve otonom sistemler son yıllarda hızla gelişme gösterdiğinden teknolojik gelişmeler yakından izlenerek insansız hava araçlarına olan bilinçli ilgi ve yatırım da artış göstermiştir. Dahası çok geçmeden geliştirilen İHA sistemleri, hayal ürünü olmaktan çıkarak günümüz muharebe alanlarında insan faktörü riske sokulm . . .adan kullanılmaya başlanmıştır. Böylelikle insan güvenliği, İHA sistemlerinin teknoloji alanındaki lokomotif gücüyle sağlanarak muharebe alanında lokomotif bir sistem ile sistemli ve çok daha planlı mücadeleler yapılmıştır. Bu sistem o kadar hızlı bir aktivasyonla yaygınlaşmıştır ki, devlet veya devlet organlarından özel aktörlere ve birimlere dek birçok çok organ ve alanda kullanım görmüştür. Öyle ki; iç operasyonlar, sınırların kontrolü, keşif/gözetleme ve istihbarat alanlarında ve sınır dışı operasyonlarda İHA sistemlerinin kullanımı artmıştır. Özellikle muharebe alanında bu sistemlerin kullanılması da kuşkusuz yüzyıllardır süregelen geleneksel harp icra yöntemlerinin değişmesine yol açmıştır. Keza bu sistemin kullanan güçlerin, oyun kurucu ve oyun değiştirici olarak günümüzde asimetrik savaşlarda ve askeri operasyonlarda önemli sonuçları aldıkları da açık bir şekilde görülmektedir. Dünyada bu gelişime ve değişime ayak uyduran ülkelerin başında bulunan Türkiye, terörle mücadele kapsamında İHA sistemlerini üreterek ve kullanarak büyük ilerleme kaydetmiştir. Türkiye’nin bu konudaki gelişiminin en büyük sebebi de şüphesiz konumlandığı coğrafyası ve bu coğrafyayı yakın perspektiflerinde tutan ilişik güçlerdir. Dolayısıyla Türkiye’nin bu koşulları göz önünde bulundurarak İHA üretmesi ve geliştirmesi muharebe alanında çok daha büyük avantaj sağlayacaktır. Şöyle ki 1980’li yıllardan itibaren yurt içinde ve Irak’ın kuzeyinde terörle mücadele kapsamında, 2015’ten sonra Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda İHA kullanılması, Türkiye’nin muharebe alanında elini güçlendirdiği ve İHA alanında daha fazla üretim ve çalışma yapmasının önemini bir kez daha ortaya çıkardığı anlaşılmıştır. Bu bakımdan İHA sistemlerinin yapılacak teknolojik gelişmeler ile Türk güvenlik güçlerine daha fazla entegre edilerek Türkiye’ye muharebe alanında büyük üstünlük sağlayacaktır. Bu çalışmayla insansız hava araçlarının gelişimi ve Türkiye’nin terörle mücadelesine etkisi incelenerek gelecekte yapılabilecek çözüm yaklaşımlarına yardımcı olması ve yön vermesi amaçlanmıştır. Buna bağlı olarak konu kapsamında Türkiye’nin son yıllarda terörle mücadele hususunda kullanmaya başlandığı İHA sistemlerinin stratejik olarak askeri operasyonlarda etkin bir şekilde kullanılmasından bahsedilecektir While the studies on the design of unmanned aerial vehicles started to crawl from the beginning of the 20th century, there have been serious developments after the 1990s. Depending on this situation, states have started to review their measures in defense, security and possible war positions. Because artificial intelligence and autonomous systems have developed rapidly in recent years, technological developments have been followed closely and the conscious interest and investment in unmanned aerial vehicles has increased. Moreover, the UAV systems that were developed soon ceased to be a product of imagination and began to be used in today's battlefields without putting the human factor at risk. Thus, human security was ensured by the locomotive power of UAV systems in the field of technology, and systematic and much more planned struggles were made with a locomotive system in the battlefield. This system has become widespread with such a rapid activation that it has been used in many organs and fields from state or state organs to private actors and units. So that; The use of UAV systems has increased in the fields of internal operations, border control, reconnaissance/surveillance and intelligence and overseas operations. The use of these systems, especially in the field of combat, has undoubtedly led to the change of traditional warfare methods that have been going on for centuries. Likewise, it is clearly seen that the forces using this system, as playmakers and game changers, have achieved significant results in asymmetric wars and military operations today. Turkey, which is one of the countries that keep up with this development and change in the world, has made great progress by producing and using UAV systems within the scope of the fight against terrorism. The biggest reason for Turkey's development in this matter is undoubtedly the geography it is located in and the related powers that keep this geography in their close perspective. Therefore, considering these conditions, Turkey's production and development of UAVs will provide a much greater advantage in the field of combat. Namely, the use of UAVs in the scope of the fight against terrorism in the country and in the north of Iraq since the 1980s, and the use of UAVs in the military operations carried out in the north of Syria after 2015 underlines the importance of Turkey's strengthening its hand in the field of combat and doing more production and work in the field of UAVs. has been revealed once again. In this respect, UAV systems will be more integrated with the Turkish security forces with the technological developments to be made, and it will give Turkey a great advantage in the field of combat. With this study, it is aimed to help and direct the solution approaches that can be made in the future by examining the development of unmanned aerial vehicles and their impact on Turkey's fight against terrorism. Accordingly, within the scope of the subject, the effective use of UAV systems, which Turkey has started to use in the fight against terrorism in recent years, in strategic military operations will be mentioned Daha fazlası Daha az