Filtreler
Soğuk Savaşın Simgesi Berlin Duvarı ve Sinemadaki Yansımaları

CEM YILDIRIM

Makale | 2020 | OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından, dünya üzerinde ideolojik bir hakimiyet kurmayı hedefleyn iki süper güç olarak ortaya çıkan Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın en somut şekilde yaşandığı yer Almanya olmuştur. Berlin şehri, Doğu Almanya sınırları içerisinde kalmasına rağmen Batı bloğu ülkeleri ve Sovyetler arasında yapılan bir anlaşma gereği ikiye bölündü. Doğu Alman yönetimi, vatandaşlarının daha özgür ve refah bir yaşamın olduğu Batı Almanya’ya kaçışlarını önlemek amacıyla 13 Ağustos 1961'de Doğu Berlin’in etrafına Batı kısmına tüm geçişleri kapatan bir duvar örmeye başladı. 9 K . . .asım 1989' da yıkılana kadar, Berlin duvarını aşarak Batı Berlin’e kaçmaya çalışan yüzlerce insan yaşamını yitirmiştir. Toplumsal ve politik bir olgu olarak Berlin Duvarı ve bu duvarın temsil etmiş olduğu Almanya’nın bölünmüşlüğü, sinema anlatılarına da yansımıştır. Berlin Duvarı’nı öykülerinin merkezine alan çok sayıda sinema filmi çekilmiştir. Bu çalışmanın amacı, politik bir olgu olarak Berlin Duvarı'nın ve 1961 ve 1989 tarihleri arasındaki Soğuk Savaş döneminde Doğu ve Batı Berlin’de yaşanılanların bu filmlerde ne şekilde yansıtıldıklarını çerçeve çözümlemesi yöntemi kullanılarak ortaya koymaktır. Bu çalışma, 1961 ve 1989 yılları arasında Berlin Duvarı ve Almanya’nın bölünmüşlüğünü öykülerinin merkezine alan ve çekimleri Berlin’de gerçekleştirilmiş olan dört uzun metrajlı kurmaca sinema filmiyle sınırlandırılmıştır Daha fazlası Daha az

Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Görünüş Kaygıları İle Girişimcilik Düzeyleri Arasındaki İlişki

YEŞİM AVUNDUK

Makale | 2021 | OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

Araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin sosyal görünüş kaygıları ile girişimcilik düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Araştırmanın örneklemini, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesinde öğrenim gören ve amaçlı örneklemi yöntemi ile seçilen 87 erkek ve 148 kadın olmak üzere toplamda 235 kişi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Kişisel bilgi formunun yanı sıra; Hart ve ark. (2008) tarafından geliştirilen, Doğan (2010) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği” ile Yılmaz ve Sünbül (2009) tarafından geliştirilen “Üniversite Öğrencilerine Yöne . . .lik Girişimcilik Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin normal dağılım göstermesinin anlaşılmasından sonra analizler, bağımsız t-testi, ANOVA ve Pearson Korelasyon testleri ile yapılmıştır. Analiz sonuçları; bireylerin cinsiyetlerine göre sosyal görünüş kaygısı ile girişimcilik düzeyleri arasında anlamlı farklılık olduğu belirlenmiştir. Sınıf değişkenine göre ise, bireylerin girişimcilik düzeylerinde istatistiksel olarak farklılık olduğu saptanmıştır. Katılımcıların refah durumlarına göre sosyal görünüş kaygıları ile girişimcilik düzeyleri arasında farklılık olduğu saptanmıştır. Son olarak, sosyal görünüş kaygısı ile girişimcilik düzeyleri arasında ilişki olmadığı saptanmıştır. Sonuç olarak, bireylerin sosyal görünüş kaygıları ile girişimcilik düzeylerinin sosyo-demografik özelliklere göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir Daha fazlası Daha az

Dijital Gözetim Çerçevesinde Kişiselleştirilmiş Reklamcılık

İpek Okkay

Makale | 2020 | OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi

Dijital gözetim kişilerin davranışlarının, görünüşlerinin, hareketlerinin, onumlarının veya fikirlerinin elektronik sistemler tarafından izlenebilmesine olanak tanımaktadır. İnternet gibi yeni medya teknolojileri gözetim amaçlı kullanılmakta firmalar potansiyel müşterilerinin hayatlarını takip edebilmekte, giderek tüketici deneyiminin her yönünü kişiselleştirebilmektedir. Dijital ortamla birlikte kişiselleştirilmiş veriye ulaşma kolaylaşmış, kişiselleştirilmiş reklam imkanı doğmuştur. Dijital ortam sayesinde işletmeler tüketicinin pazara yaklaşmasını beklemek yerine zaman ve mekandan bağımsız olarak tüketicilere reklam mesajlarını u . . .laştırabilmekte, kendilerine özel olarak üretilen bu mesajlara karşı tüketici savunmasız hale gelebilmekte, davranışları daha kolay yönlendirilebilmektedir. İnternet reklamcılığı arama motorları, haber siteleri ve ticari olmayan yayıncılar için en önemli gelir kaynaklarından biridir. Günümüzde dijital gözetim sayesinde reklamlar kullanıcı profilleri, kullanıcı bilgi gereksinimi ile ilişkilendirilebilir hale gelmiş, kişiselleştirilmiş reklamlar yapılabilir, bire bir tüketici ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda biçimlenir hale gelmiştir. Bireylerin kendileriyle ilgili verilerin reklam amaçlı toplanması ile mahremiyet metalaştırılmaya başlanmıştır. Dijital gözetim olgusu ve tüketim üzerine çalışmalar olmasına rağmen gözetim toplumunu reklam ile ele alan çalışma yok denecek kadar azdır. Modern çevrimiçi uygulamaları kullanıcı tercihlerine, deneyimlerine yönelik uyarlanarak, içerik üretilerek kişiselleştirilmiş reklam yapılması hem tüketicinin istemsiz veya istemli bir şekilde gözetlenmesi açısından hem de tüketicinin kendini reklam mesajlarına karşı koruyamaz hale gelmesinden dolayı etik açıdan kaygı uyandırmaktadır. Bu doğrultuda dijital gözetim çerçevesinde kişiselleştirilmiş reklamcılık literatürsel açıdan irdelenmiştir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms