Dünyanın son dönemde karşılaştığı en büyük salgın olan Korona virüs salgını küresel sistemin geleceği üzerinde etkiler doğuracak boyutlara ulaşmıştır. Salgının içinde bulunduğumuz dönem itibariyle bir yıldan fazla süredir bütün dünyayı etkiliyor olması ve yakın vadede de süreceğinin beklenmesi bu etkiyi güçlendiren bir faktör olmuştur. Bu salgın zaten son derecede tartışmalı bir konu olan küreselleşme olgusunun önümüzdeki dönemde alacağı şekil ve bu kapsamda uluslararası sistemin yapısı üzerinde ciddi spekülasyonların doğmasına vesile olmuştur. Özellikle salgının ilk safhalarında devletlerin salgına karşı takındıkları tek yanlı tutum ve davranışlar (sınırların kapatılması, uluslararası ticarete konan kısıtlamalar, aşı milliyetçiliği, seyahat yasakları, otoriterleşme eğilimleri vb.) küreselleşme yanlıları ile karşıtları arasındaki tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Bir tarafta küreselleşme karşıtları bu salgınla birlikte küreselleşme olgusunun artık beklendiği şekilde devam etmeyeceği ve devletlerin bir anlamda içe kaplı ve kendine yeterli olmak şeklinde politikalar izleyerek küreselleşmeye ciddi anlamda ket vuracakları beklentisi doğduğunu savunmaya girişmiştir. Diğer yanda küreselleşme yanlıları ise bu salgında da görüldüğü gibi artık dünyanın tamamen küreselleşme etkisiyle iç içe geçmiş bir görünüm arz ettiği, küreselleşmenin artık dönülmez bir yola girdiği ve salgında karşılaşılan güçlükler nedeniyle aslında uluslararası toplumun daha çok iş birliği yapmak zorunda olduğunu savunmaya başlamıştır. Ancak buradan çıkan sonuç alana yönelik tartışmaların yakın gelecekte bu iki görüş taraftarları arasında geçeceğidir. Bu kapsamda uluslararası örgütlerin yapısı ve gelecekteki alacakları roller de bu tartışmalar çerçevesinde belirlenecektir. Bütün bu tartışmalardan sonra her iki yaklaşımın da arasında bir orta yol ortaya çıkması da olasıdır. Küreselleşme sürerken yerel değerleri (kimlik, kültür vb.) korunması isteyen kesimler zaten mevcuttu ve bu gelişmeler bizi küreselleşmenin yerelleşmesine doğru götürebilir. Küreselleşme potasında eriyerek homojenleşme riskinin ortadan kalkmasıyla da ‘yerelleşen bir küreselleşme’ akımı şeklinde ifade edilebilecek bir döneme girmek mümkün olabilir.
Eser Adı (dc.title) | Küresel Sistem ve Korona Virüs Salgını: Yerelleşen Küreselleşme |
Yazar (dc.contributor.author) | Suat Dönmez |
Yayın Yılı (dc.date.issued) | 2021 |
Tür (dc.type) | Makale |
Özet (dc.description.abstract) | Dünyanın son dönemde karşılaştığı en büyük salgın olan Korona virüs salgını küresel sistemin geleceği üzerinde etkiler doğuracak boyutlara ulaşmıştır. Salgının içinde bulunduğumuz dönem itibariyle bir yıldan fazla süredir bütün dünyayı etkiliyor olması ve yakın vadede de süreceğinin beklenmesi bu etkiyi güçlendiren bir faktör olmuştur. Bu salgın zaten son derecede tartışmalı bir konu olan küreselleşme olgusunun önümüzdeki dönemde alacağı şekil ve bu kapsamda uluslararası sistemin yapısı üzerinde ciddi spekülasyonların doğmasına vesile olmuştur. Özellikle salgının ilk safhalarında devletlerin salgına karşı takındıkları tek yanlı tutum ve davranışlar (sınırların kapatılması, uluslararası ticarete konan kısıtlamalar, aşı milliyetçiliği, seyahat yasakları, otoriterleşme eğilimleri vb.) küreselleşme yanlıları ile karşıtları arasındaki tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Bir tarafta küreselleşme karşıtları bu salgınla birlikte küreselleşme olgusunun artık beklendiği şekilde devam etmeyeceği ve devletlerin bir anlamda içe kaplı ve kendine yeterli olmak şeklinde politikalar izleyerek küreselleşmeye ciddi anlamda ket vuracakları beklentisi doğduğunu savunmaya girişmiştir. Diğer yanda küreselleşme yanlıları ise bu salgında da görüldüğü gibi artık dünyanın tamamen küreselleşme etkisiyle iç içe geçmiş bir görünüm arz ettiği, küreselleşmenin artık dönülmez bir yola girdiği ve salgında karşılaşılan güçlükler nedeniyle aslında uluslararası toplumun daha çok iş birliği yapmak zorunda olduğunu savunmaya başlamıştır. Ancak buradan çıkan sonuç alana yönelik tartışmaların yakın gelecekte bu iki görüş taraftarları arasında geçeceğidir. Bu kapsamda uluslararası örgütlerin yapısı ve gelecekteki alacakları roller de bu tartışmalar çerçevesinde belirlenecektir. Bütün bu tartışmalardan sonra her iki yaklaşımın da arasında bir orta yol ortaya çıkması da olasıdır. Küreselleşme sürerken yerel değerleri (kimlik, kültür vb.) korunması isteyen kesimler zaten mevcuttu ve bu gelişmeler bizi küreselleşmenin yerelleşmesine doğru götürebilir. Küreselleşme potasında eriyerek homojenleşme riskinin ortadan kalkmasıyla da ‘yerelleşen bir küreselleşme’ akımı şeklinde ifade edilebilecek bir döneme girmek mümkün olabilir. |
Açık Erişim Tarihi (dc.date.available) | 2021-07-01 |
Yayıncı (dc.publisher) | Transnational Press London |
Dil (dc.language.iso) | Tr |
Konu Başlıkları (dc.subject) | küreselleşme |
Konu Başlıkları (dc.subject) | korona virüs salgını |
Konu Başlıkları (dc.subject) | yerelleşme |
Konu Başlıkları (dc.subject) | uluslararası işbirliği |
Tek Biçim Adres (dc.identifier.uri) | https://hdl.handle.net/20.500.14081/1574 |
Orcid (dc.identifier.orcid) | 0000-0002-9621-389X |