Bu araĢtırmanın amacı, Ġstanbul‘da çalıĢan Paramedik ve ATT (Acil Tıp Teknisyeni)‘ lerin madde kullanım bozukluğu olan bireylere karĢı tutumunun, öznel kiĢilik özellikleri açısından incelenmesi olarak belirlenmiĢtir. AraĢtırma örneklemini Ġstanbul‘da görev yapan 224 Paramedik ve 181 ATT oluĢturmaktadır. AraĢtırma kapsamında veri toplamak amacıyla katılımcılara tarama modelli anket çalıĢması ile Bağımlılık Yapıcı Madde Kullanan Bireylere Yönelik Tutum ve DavranıĢları Üzerine Ölçeği (BYMT), BeĢ Faktör KiĢilik Envanteri Ölçeği ve Demografik Özellikleri değerlendirebilmek adına araĢtırmacı tarafından oluĢturulan demografik form kullanıl . . .arak mevcut durum betimlemesi ile yorumlanmıĢtır. Veri analizleri SPSS (Statistical Package Programme For Social Sciences) 22 paket programı ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Cinsiyet, medeni durum ve mesleki unvana göre katılımcıların bağımlılara yönelik tutumları istatistiksel açıdan farksızdır. Diğer bir deyiĢle kadınlar ve erkekler benzer tutumlara sahiptir. Evli ve bekarlar benzer tutumlara sahiptir. Deneyim yıl aralığı bağımlılara yönelik tutumları anlamlı olarak farklılaĢtırmamaktadır. Aktarılan bulgular birlikte değerlendirildiğinde daha önce bağımlılık eğitimi almıĢ olan sağlıkçıların bağımlılara yönelik daha olumlu tutumlara sahip olduğu saptanmıĢtır. Bu nedenle, bağımlılarla çalıĢan sağlık personellerinin önlisans/lisans eğitiminde bağımlılıkla iliĢkili derslere yer verilmesi önerilebilir. Aktarılanlar ıĢığında bağımlılık ve bağımlılara iliĢkin verilen önleyici eğitimlerin bağımlılara yönelik tutumları daha olumlu hale getirebildiği söylenebilir.
The purpose of this study was to examine the attitudes of Paramedics and ATT (Emergency Medical Technicians) working in Istanbul towards individuals with substance use addiction in terms of subjective personalitytraits. The research samples consist of 224 Paramedics and 181 ATTs working in Istanbul. In order to collect data within the scope of the research, the participants were interpreted with a scanning model survey study, the society's attitudes and behaviors towards individuals using Addictive Substances Scale (BYMT), the Five Factor Personality Inventory scale, and the demographic form created by the researcher in order to evaluate the demographic characteristics, using a current situation description. Data analysis was done with SPSS (Statistical Package Program for Social Sciences) 22 package program. Participants behaviour towards addicts are the same despite gender, marital status and professional title. In other words, women and men have similar attitudes. Married and single addicts have similar attitudes. The range of years of experience does not significantly differentiate attitudes towards addicts. When the reported findings were evaluated together, it was determined that healthcare professionals who had received addiction training has more positive attitudes towards addicts. Therefore,it is recommended to include addiction-related courses in associate/undergraduate education of health personnel working with addiction. In the light of what has been reported, it can be said that addiction and preventive training on addiction can make attitudes towards addicts more positive
Daha fazlası
Daha az
İnsanların bireysel ve sosyal hayatının bir kısmını dijital ortamlarda geçirmesi kaçınılmaz olarak bu alanın incelenmesini zorunlu kılmıştır. Bu çerçevede bireylerin zamanının bir bölümünü ayırdığı sosyal medya etkileşimlerinin kişilik üzerindeki etkisi araştırmacıların ilgiyle takip ettiği bir konudur. Bu araştırmada da 18-45 yaş arası bireylerde sosyal medya bağımlılığı ile narsistik kişilik eğilimleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın evreni İstanbul ili Başakşehir ilçesi olup örneklem olarak Bahçeşehir Mahallesi Vaditepe konutları seçilmiştir. 354 katılımcıdan elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Narsisizm düzeyl . . .eri ve ortalamaları narsist değil=2.05, düşük=2.34, orta=2.48, yüksek=2.68 olarak değerlendirilmiştir. Gruplar üzerinde yapılan ANOVA testine sonuçlarına göre sosyal medya bağımlılığı ile narsistik kişilik eğilimleri arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca 18-25 yaş aralığındaki bekar ve kadın bireylerde sosyal medyanın daha fazla kullanıldığı görülmüştür. Narsisizm eğilimi ise en yüksek düzeyde özel sektör çalışanı, bekar ve erkek bireylerde tespit edilmiştir. Katılımcılar sosyal medyayı en çok haber ve genel kültür için kullandıklarını ifade etmişlerdir. En fazla kullanılan platform ise Instagram olmuştur. Kullanım sıklığı ve takipçi sayısı yüksek olan bireylerin sosyal medya bağımlılıkları daha yüksek düzeydedir. Aynı şekilde sosyal medya kullanım sıklığı arttıkça bireylerin narsistik kişilik eğilimleri de artmaktadır.
The fact that people spend a part of their personal and social life in digital environments has inevitably made it necessary to examine this area. In this context, the effect of social media interactions, where individuals devote a part of their time, on personality is a topic that researchers follow with interest. In this study, the relationship between social media addiction and narcissistic personality tendencies was examined among individuals 18 to 45 years old. The study's universe is Istanbul city's Başakşehir district. The Bahçeşehir Mahallesi Vaditepe residences were selected as the sample group. In the research 354 participants' data were obtained and evaluated. Narcissism levels and means were evaluated as "non-narcissist = 2.05, low = 2.34, medium = 2.48, high = 2.68". According to the results of the ANOVA test conducted on the groups, it was revealed that there is a significant relationship between social media addiction and narcissistic personality tendencies. In addition, it has been observed that social media is used more among single and female individuals between the ages of 18-25. Narcissism tendency has been observed at the highest level in private sector employees, single and male individuals. Participants stated that they mostly used social media for news and general culture. The most used platform was Instagram. Individuals with high usage frequency and number of followers have higher social media addiction levels. Like that, as the frequency of social media usage increases, individuals' narcissistic personality tendencies also increase
Daha fazlası
Daha az
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte her konuda olduğu gibi iletişim konusunda da yeni uygulamalar ortaya çıkmıştır. Özellikle internet sayesinde geçmişte hiç kullanılmayan bir kısım iletişim teknikleri yaygın bir şekilde kullanılır olmuş ve hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Sosyal ağlar olarak bilinen bu uygulamalar sayesinde kullanıcılar coğrafi kısıtlamalardan tamamen kurtulabilme ve çeşitli şekillerde iletişim kurabilme imkanına kavuşmuşlardır. Ne var ki bu uygulamalar aynı zamanda kişilerde bağımlılığın ortaya çıkmasına ve zamanlarının önemli bir kısmını uygulamalara ayırmasına neden olmuştur. Gerçek yaşamı sekte . . .ye uğratan bu değişim, kişilerin ve toplumların yaşam kalitesini ve motivasyon seviyesini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu çalışmada sosyal ağ bağımlılığı ile motivasyon kararlılık seviyesi arasındaki ilişki lise öğretmenleri özelinde incelenmiştir. Araştırmaya toplam 200 kişi katılmıştır. Çalışmada Sosyal Ağ Bağımlılığı Ölçeği ile Motivasyonel Kararlılık Ölçeği kullanılmış ve demografik özelliklerin ortaya konabilmesi amacıyla da Kişisel Veri Formu kullanılmıştır. Çalışmada ölçekleri oluşturan her bir faktör ayrı ayı ikili analize tabi tutulmuş ve faktörel anlamda istatistiki ilişki ortaya konmuştur. İstanbul Sarıyer ilçesinde iki ayrı özel okulda gerçekleştirilen çalışma neticesinde Sosyal ağ bağımlılığı ve motivasyon kararlılık seviyesi ile ilgili olarak bir kısım alt değişkenlerde demografik değişkenlerin önemli bir rol oynadığı, bununla birlikte demografik değişkenlerin tüm değişkenler üzerinde anlamlı bir farklılaşmaya yol açmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
With the development of technology, new applications have emerged in
communication as in every other subject. Especially thanks to the internet, some
communication techniques that were never used in the past have been widely used
and have become an indispensable part of life. Thanks to these applications, known
as social networks, users have the opportunity to completely get rid of geographical
restrictions and communicate in various ways. However, these practices also led to
the emergence of addiction in people and devoting a significant part of their time to
practices. This change, which disrupts real life, has negatively affected the quality of
life and motivation level of individuals and societies.
In this study, the relationship between social network addiction and
motivational stability level was examined for high school teachers. A total of 200
people participated in the research. Social Network Addiction Scale and Motivational
Stability Scale were used in the study and Personal Data Form was used to reveal
demographic characteristics. In the study, each factor constituting the scales was
subjected to separate pairwise analysis and a statistical relationship was revealed in
the factorial sense. As a result of the study carried out in two different private
schools in Istanbul Sarıyer district, it was concluded that demographic variables play
an important role in some sub-variables related to social network addiction and
motivation stability level, however, demographic variables do not cause a significant
difference on all variables
Daha fazlası
Daha az
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.