Filtreler
Filtreler
Bulunan: 437 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [8]
Tam Metin [2]
Yazar [20]
Yayın Türü [7]
Konu Başlıkları [20]
Yayın Yılı [9]
Yayıncı [20]
Dil [5]
Dergi [19]
Editör [4]
TÜRK GIDA KODEKSİ YENİ ETİKETLEME YÖNETMELİĞİNE GÖRE ZİNCİR YİYECEK İÇECEK İŞLETMELERİNDE ALERJEN YÖNETİMİ

Ecem AKAY

Tez | 2021 | İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü

Hayati riskleri gün geçtikçe önemli bir şekilde artış gösteren gıda alerjisi, özellikle toplu tüketim yerlerinin hızla artması, gıda ürünü üreten işletmelerin süreç içerisinde zincirleşerek farklı lokasyonlarda hizmet vermesi gibi durumlar ilgili yetkililer tarafından önem arz etmekte ve uygulanan aksiyonlar sürekli denetlenmektedir. Gıda ürünü de dahil olmak üzere hizmet sunan bu zincir işletmelerde çalışan personelin gıda alerjisi hususunda bilgi düzeylerinin yüksek olması, tutum ve uygulamalarının kişilerin ve toplumun sağlığını tehdit edebilecek herhangi bir komplikasyonun önlenebilmesi adına oldukça önem arz etmektedir. Bu çalı . . .şmanın amacı, 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle hayata geçmiş olan, toplu tüketim yerlerinde tüketicilere yönelik alerjen bilgilerin sunulması zorunluluğuna yönelik zincir yiyecek içecek işletmelerinde uygulanan alerjen yönetiminin sistematiğini oluşturmak, alerjen yönetimi kavramını sorgulamak ve zincir işletmelerin konuyla ilgili aldıkları aksiyonları irdelemektir. Bu amaçlar doğrultusunda çalışma nitel ve nicel olarak iki aşamada gerçekleştirilmiştir. BigChefs zincir yiyecek içecek işletmelerinde merkez şubelerinde görevli yönetici, mutfak personeli ve servis personeli olmak üzere farklı departmanlarda toplamda 384 katılımcı ile nicel araştırma yöntemlerinden anket çalışması yapılmış olup personelin gıda alerjisine yönelik bilgi ve tutum düzeyi belirlenmiştir. Katılımcıların ortalama bilgi puanı 15,91 iken ortalama tutum puanı 3,92 olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre katılımcıların gıda alerjisi hakkında bilgi düzeyinin orta düzeyde, gıda alerjisi hakkında tutumlarının ise olumlu ve pozitif yönde olduğu saptanmıştır. Çalışmanın ikinci kısmında ise işletmede gıda alerjisi kapsamında uygulanan aksiyonlara yönelik verileri elde etmek için nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği kullanılarak 10 kişilik mutfak yönetim ekibi ile de yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Buna göre elde edilen verilerde, alerjen ve alerjen olmayan gıda ürünleri için uygulanan iki farklı ürün hazırlama prosedürünün olduğu, gıda ürününün tedarik zincirinden, depolamasına kadar ki süreç içerisinde titizlikle izlendiği, bütün adımlarda HACCP (Hazard Analiysis Critical Control Point – Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları) –ISO 9001 (International Organization for Standardization – Kalite Yönetim Sistemi) gibi kriterlerin etkin bir şekilde uygulandığı, menü çalışmalarında personele eğitim verildiği ve alerjen bildirimlerinin menüler üzerinde yapıldığı saptanmıştır Food allergy with corresponding fatal risks ever increasing substantially, particularly due to rapid increase in the number of collective consumption places as well as businesses producing food products becoming chains in the course of the process and providing their services at diverse locations, is attended with crucial importance by the relevant authorities and therefore actions taken are being constantly inspected and monitored. It is of particular essence that the personnel employed at the chain businesses providing services including food products, to have a high level of knowledge concerning food allergy, their behavior and practices being important for the sake of avoiding any complications that may threaten both individual and public health. The objective of this study is to establish a systematic of allergen management applicable at chain food and beverage businesses in respect of the requirement entered into effect on January 1st, 2020, towards providing consumers information about allergenic substances at collective consumption places, questioning the concept of allergenic foodstuff management and assessing the actions to that effect taken by chain businesses. In parallel to the aforesaid objectives, the study is carried out in two stages as qualitative and quantitative. Survey interviews have been made with 384 participants in total from different departments employed at the central branches of BigChefs chain food and beverage enterprises, including managers, kitchen and service personnel by implementing quantitative survey methods, thereby determining the level of knowledge and approach of the personnel concerning food allergy. While the average knowledge score of the participants was found as 15.91, average behavior and approach was specified as 3.92. According to the results obtained, it has been determined that the level of knowledge of the participants about food allergy is medium, while their approach towards food allergy is favorable and positive. Whereas in the second part of the study, in order to obtain the data in respect of actions applicable in the enterprise within framework of food allergy, semi-structured interview has been realized with kitchen management team of 10 upon using interviewing technique amongst quantitative survey methods. It is determined and set forth from the data derived accordingly that there are two different product preparation procedures applicable for allergenic and non-allergenic food products, the respective food product is diligently monitored in the process ranging from the supply chain up till storage of the same, in all steps and actions taken, the criteria such as HACCP (Hazard Analiysis Critical Control Point ) –ISO 9001 (International Organization for Standardization) are effectively used, training is provided to personnel in menu works and notifications concerning allergenic matters are provided on the menus Daha fazlası Daha az

BİR AR-GE MERKEZİNDE KALİTE FONKSİYON GÖÇERİMİ (KFG) İLE ÜRÜN GELİŞTİRME UYGULAMASI

FATMA ALTUNTAŞ

Makale | 2022 | Verimlilik Dergisi

ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı, inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir Ar-Ge merkezinde Kalite Fonksiyon Göçerimi (KFG) ile mermerin sağlamlaştırılması için kullanılan epoksi dolgu jelin müşteri istekleri doğrultusunda nasıl geliştirilebileceğinin ortaya çıkarılmasıdır. Yöntem: Çalışmanın başında, firmanın Ar-Ge merkezinde çalışan mühendis, tekniker, teknisyen ve diğer çalışanların katıldığı bir kalite ekibi oluşturulmuştur. Kalite ekibi ile gerçekleştirilen çalıştay sayesinde kalite evi oluşturulmuş ve KFG uygulaması yapılmıştır. Bulgular: Kalite evine göre en önemli ilk üç müşteri ihtiyacı; jelin kullanım öncesi donmaması, jelin . . .bir zemine uygulanması esnasında kullanılan aparatta durması ve B komponentinin sulanma açısından homojen olması yani ürünün çok akışkan olmamasıdır. Müşteri isteklerini karışlamak için iyileştirilmesine karar verilen en önemli ilk üç teknik gereksinim; ısıtma yaparak üretim, kalite kontrol oluşturulması ve farklı ölçüde ambalajların kullanılmasıdır. Özgünlük: Çalışmanın literatüre katkısı, bir inşaat firmasında jel üretim süreci için KFG yöntemi kullanılmasıdır. Makalede, ilk defa jel üretim sürecinde KFG yönteminin kullanımı adım adım sunulmuştur. Bununla birlikte, literatürde kısıtlı sayıda bulunan KFG’nin inşaat sektöründeki bir ürünün geliştirilmesi alanındaki uygulamalarını zenginleştirmektedir Daha fazlası Daha az

AMERİKA’DA TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK VE KENTSEL YALNIZLIĞIN RESSAMI EDWARD HOPPER’IN (1882-1967) YAPITLARINDA KENT İMGESİ VE IŞIK-GÖLGE (CHIAROSCURE)

TUĞBA RENKÇİ TAŞTAN

Makale | 2021 | International Journal of Interdisciplinary and Intercultural Art

1929’da Amerika’da patlak veren ve etkilerini 1930’lu yıllarda da sürdüren Büyük Buhran (TheGreat Depression) ile milyonlarca insan işsiz kalmış hem dünyada hem Amerikan toplumunda ciddi bir ekonomik kriz yaşanmıştır. Yaşanan siyasi ve ekonomik alandaki hareketlilik, toplumsal yapıyı ve sanatsal alandaki üretimleri ve sanat hareketlerini büyük ölçüde etkilemiştir. Toplumsal Gerçekçilik akımı da bu sürecin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Edward Hopper (1882-1967)’ın da tanıklık ettiği bu dönem, toplumsal çöküşün ve buhranın yaşandığı ve bireyin yalnızlaştığı pek çok insanın yaşamını her . . . alanda olumsuz yönde etkilediği zorlu bir süreçtir. New York’lu bir sanatçı olarak Edward Hopper gerçekçi tarzdaki yapıtlarında; Amerikan toplumunun günlük hayatına, modern/endüstriyel yaşamın birey ve toplum üzerindeki etkisine, bireyin sessiz sakin anlarına ve kent yaşamında bireyin varoluşsal problemlerine odaklanmıştır. Makale, Amerika’da yaşanan Büyük Buhran ve sonrasında ortaya çıkan sanat hareketlerini ve yapıtlarında sıklıkla işlediği temalar sebebi ile kentsel yalnızlığın ressamı olarak tanımlanan Edward Hopper’ın modern ve çağdaş kent imgesini ve insanını yapıtlarında incelemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda metin içinde, öncelikle araştırmanın temel konusu olan Edward Hopper hakkında bilgi verilmiş, sanatçının yaşadığı sancılı dönemin sanatsal gelişmelerdeki karşılığı ve neticeleri ele alınmıştır. Ardından Edward Hopper’ın sanatsal pratiğinin ne olduğuna ve dönemin sanat akımlarındaki yerine, sanat felsefesi ve sanatsal tavrına, yapıtlarında sıklıkla başvurduğu bir teknik olarak ışık-gölgeyi etkili kullanımına değinilmiştir. Araştırmadaki verilerin elde edilmesinde, belge tarama yöntemi kullanılmıştır. Son olarak, metin içinde yer alan veriler sonuç bölümünde tartışılmıştır. Görsel ve plastik sanatlar tarihi açısından oldukça zengin etkileşimlerin, evrim ve köklü dönüşümlerin olduğu bir dönemde yaşayan sanatçı, özgün üslup anlayışındaki sanatsal üretimleri ve faaliyetleri ile yaşadığı topluma güçlü bir bakış ortaya koymuştur. Daha fazlası Daha az

Additional Value of Using Satellite-Based Soil Moisture and Two Sources of Groundwater Data for Hydrological Model Calibration

Mehmet Cuneyd Demirel | Alparslan Ozen | SELEN ORTA | Emir Toker | Hatice Kubra Demir | Omer Ekmekcioglu | Huesamettin Taysi | Sinan Erucar | Ahmet Bilal Sag | Omer Sari | Ecem | Hayrettin Hanci | Tuerkan Irem Ozcan | Hilal Erdem | Mehmet Melih Kosucu | Eyyup Ensar Basakin | Kamal Ahmed | Awat Anwar | Muhammet Bahattin Avcuoglu | Omer Vanli | Simon Stisen | Martijn J. Booij

Makale | 2019 | MDPI

Although the complexity of physically-based models continues to increase, they still need to be calibrated. In recent years, there has been an increasing interest in using new satellite technologies and products with high resolution in model evaluations and decision-making. The aim of this study is to investigate the value of different remote sensing products and groundwater level measurements in the temporal calibration of a well-known hydrologic model i.e., Hydrologiska Bryans Vattenbalansavdelning (HBV). This has rarely been done for conceptual models, as satellite data are often used in the spatial calibration of the distributed . . . models. Three different soil moisture products from the European Space Agency Climate Change Initiative Soil Measure (ESA CCI SM v04.4), The Advanced Microwave Scanning Radiometer on the Earth Observing System (EOS) Aqua satellite (AMSR-E), soil moisture active passive (SMAP), and total water storage anomalies from Gravity Recovery and Climate Experiment (GRACE) are collected and spatially averaged over the Moselle River Basin in Germany and France. Different combinations of objective functions and search algorithms, all targeting a good fit between observed and simulated streamflow, groundwater and soil moisture, are used to analyze the contribution of each individual source of information. Firstly, the most important parameters are selected using sensitivity analysis, and then these parameters are included in a subsequent model calibration. The results of our multi-objective calibration reveal a substantial contribution of remote sensing products to the lumped model calibration, even if their spatially-distributed information is lost during the spatial aggregation. Inclusion of new observations, such as groundwater levels from wells and remotely sensed soil moisture to the calibration improves the model's physical behavior, while it keeps a reasonable water balance that is the key objective of every hydrologic model Daha fazlası Daha az

Parametrized hyperbolic tangent based Banach space valued multivariate multi layer neural network approximations

SEDA KARATEKE

Makale | 2023 | Source type , pp.490 - 519

Here we examine the multivariate quantitative approximations of Banach space valued continuous multivariate functions on a box or R N , N ∈ N, by the multivariate normalized, quasi-interpolation, Kantorovich type and quadrature type neural network operators. We research also the case of approximation by iterated operators of the last four types, that is multi hidden layer approximations. These approximations are achieved by establishing multidimensional Jackson type inequalities involving the multivariate modulus of continuity of the engaged function or its high order Fr´echet derivatives. Our multivariate operators are defined by u . . .sing a multidimensional density function induced by a parametrized hyperbolic tangent sigmoid function. The approximations are pointwise, uniform and Lp. The related feed-forward neural networks are with one or multi hidden layers Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Tamam

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms